12 Kasım depreminin 23’üncü yıldönümünde her yıl olduğu gibi yine hamaset dozu yüksek söylemler dinledik.
“Çök-kapan-tutun” tatbikatı yapıldı, depremde yaşanan acılar tazelendi.
Gelecek yılım 12 Kasım’ına kadar herşey yine unutulacak..
Resmi söylemlerin aksine Düzce’nin depreme hazır olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü, hala yıkılması gereken ağır hasarlı 245 bina duruyor.
Deprem görmüş 900’den fazla orta hasarlı bina ortada..
Bu binalarda yaşayanlar var.
Allah korusun hafif şiddetli bir deprem olsa bu binalar yerle bir olur ve can kayıpları yaşanır.
Yerel yöneticilerimize sormak istiyorum; ağır ve orta hasarlı binalarda insanların yaşamasına nasıl ve hangi akılla izin veriliyor?
Bu binalara doğalgaz, elektrik ve su hizmeti verilmesi hangi zihniyetin eseri?
Hasarlı binalar neden iskana kapatılmıyor?
23 yılda ağır ve orta hasarlı binalar sorununun çözülememesinin sebebi nedir?
Ayrıca, Düzce’de dikey yapılaşma kimin ve hangi kurumun eseridir?
Kaçak yapılara imar affı çıkarılması bile depreme hazır olunmadığının bir göstergesidir.
Fay hattı üzerinde bulunan Düzce gelecekte bir gün mutlaka depremi yeniden yaşayacak.
Olası bir depremde kaçak ve hasarlı binalar yıkılacak, can kayıpları meydana gelecek. Tıpkı 1999 depreminde olduğu gibi..
Bu işin siyasi ve yerel sorumlularına yine bir şey olmayacak.
Acıları vatandaşlar çekecek.
Yöneticilerimiz de her zamanki gibi “Geçmiş olsun” demekten başka bir şey yapmayacaklar.