Düzce’de yaşanan sel afeti sonrası şehre içme suyu sağlayan sistemde büyük bir arızaya yol açtı.
Belediye ekipleri, Başkan Faruk Özlü’nün sevk ve idaresinde arızanın giderilmesi için canla başla çalıştı.
Ancak, gerek sisteme suyun pompalanması, gerekse kamuoyunu sözlü yönlendirmede ciddi sorun yaşandı.
Arızanın dördüncü gününde “Arıza giderildi, su pompalanmaya başlandı” denildi. Evlerde sular akmadı..
Ertesi gün “Pompa yetmedi, sisteme yeni pompa bağlanacak, biraz daha sabredin” dendi. Su arızası devam etti.
Mahallelerin çoğunda sular akmayınca, “Vatandaşımızın gösterdiği sabır için teşekkür ediyoruz, bu gece şebekeye su verilecek” dendi. Sular yine akmadı.
Bir sonraki gün “Yeterli suyumuz var, ama vatandaş bahçe suladığı için su yetmiyor” dendi.
Falan, filan..
Belediye’den ikide bir gelen açıklamalar kafaları karıştırdı.
Her açıklama havada kaldı. Musluklarından su akmayan vatandaş adeta çileden çıktı.
Düzce Belediyesi ve çevre belediyelerden tankerlerle sular taşındı, mahallerde dağıtıldı. Vatandaşın su ihtiyacı kısmen sağlandı.
İLETİŞİM SORUNU
Düzce Belediyesi, yaşanan su kriziyle ilgili iletişimi iyi yönetemedi.
Afet gibi olağanüstü durumlarda yapılan çalışmalarla ilgili kesin ve net ifadeler kullanılması yanlıştır.
Çünkü, herşey planlandığı gibi gitmeyebilir, öngörülemeyen başka arızalar çıkabilir.
Belediye yönetiminin her türlü ihtimali dikkate alarak temkinli açıklamalar yapması, kamuoyunu doğru yönlendirmesi, susuzluk yüzünden büyük sıkıntı yaşayan vatandaşları gereksiz beklentiye sokmaması gerekirdi.
Bu yapılamadı..
Belediye’nin suyla ilgili açıklamalarında tarih ve saat vermesi, verilen saatlerde suların akmaması en basit tabiriyle iş bilmezlikten kaynaklandı.
Şayet belediye su sorununda halkı doğru bir iletişimle yönlendirebilseydi, vatandaşlar daha sabırlı ve anlayışlı davranabilir, belediyeye tepki göstermezdi.
Çünkü, depremi yaşamış Düzceliler, afet gibi olağanüstü zamanlarda nasıl davranacaklarını iyi bilirler.
TECRÜBE EKSİKLİĞİ
Başkan Faruk Özlü’nün göreve getirdiği üst yönetim kadrolarının son su krizinde yetersiz kaldığını gördük.
Yeterli liyakat ve tecrübeye sahip olmayan yöneticilerin, su meselesinin çözümünde ve iletişimde nasıl da bocaladıklarını izledik.
Belediyecilik, toplumu etkileyen sorunların çözümünde gösterilen beceriyle yapılır.
Su meselesinin çözümünde ve kamuoyuna yönelik iletişimin sorunlu olduğu ortadadır.
Son olay, özellikle su konusunun yoldan, parklardan, asfalttan çok daha önemli olduğunu bize gösterdi.
Belediye yönetiminin, benzer bir olayın tekrar yaşanacağını dikkate alarak, bu konuda çözüm projeleri üretmesi gerekli hale gelmiştir.
Bu öylesine önemli bir konudur ki, Cedidiye Meydan Projesi, şehir stadının yıkılması, millet bahçesi yapılması gibi projeler su meselesinin yanında konuşulmaya bile değmez.
Umarım belediye yönetimi son olaydan gerekli dersleri almıştır.