1999’da yaşanan büyük depremlere ülke olarak hazır değildik.
17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde binlerce insan hayatını kaybetmişti. Devlet ve toplum olarak böylesine büyük bir depremlere hazır değildik.
1999 depremlerinde malzemeden hırsızlık yapılarak inşa edilen binalar yıkılmış, enkaz altında kalan binlerce insan zamanında kurtarılamamış ve hayatlarını kaybetmişti.
1999 depreminde devlet ve toplum olarak gerekli dersleri almadığımızı son Kahramanmaraş merkezli depremde bir kez daha gördük.
Aslında her iki felaket, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına ve fay hatları üzerinde bulunmasına rağmen, depremlere ne denli hazırlıksız olduğunu bir kez daha gösterdi.
KADER Mİ?
Depremler ve sonuçları kader midir?
Akıl ve bilimden uzaklaşılarak inşa edilen binaların yıkılması sonrası hayatlarını kaybeden insanların yaşadığı sadece kader ile izah edilebilir mi?
Son deprem felaketi, ülke olarak insan hayatına yeteri kadar önem ve değer vermediğimizi ortaya koydu.
1999 depreminden bu yana 24 yıl geçmesine rağmen çürük binalarda oturulmasına izin verilmesi, yeni inşa edilen binalarda eksik malzeme kullanılması ve gerekli denetimlerin yapılmaması sadece kader ile açıklanabilir mi?
Toplumu acı ve yasa boğan olayların Allah’tan geldiğini söyleyip kadere bağlamak ne derece doğru?
Lafa gelince büyük ve güçlü bir devlet olduğumuzu, Avrupa’nın hatta dünyanın bizi kıskandığını söyleyenlerin, binlerce insanın hayatını kaybettiği depremi “mukadderat” olarak izah etmeye çalışmaları ne denli inandırıcı?
Müslüman olmayan Japonya gibi ülkelerde meydana gelen büyük depremlerde binaların yıkılmaması ve insanların ölmemesi de, Allah’ın takdiri bir kader midir?
Güzel bir atasözümüz var:
Eşşeği sağlam kazığa bağlamak..
İnşaat yaparken doğru zemini seçmek, o zemine göre temel atmak, demir ve çimentoyu doğru kullanmak, malzemeden çalmamak, gerekli denetimi yapmak..
Yani binaları akıl ve bilimin istediği şekilde inşa etmek..
Bunlar yapıldığı takdirde hiçbir bina kolay kolay yıkılmaz, can kayıpları da olmaz.
Deprem afetlerinden bizi koruyacak tek unsur binalarımızı akıl ve bilimin gösterdiği şekilde yapmaktır.
Aksi takdirde yine depremler olacak ve birileri kendi kusurlarını örtmek için olayı “kadere bağlamaya” devam edecektir.