AK Parti’de Mustafa Keskin’in istifasının ardından yerine gelecek il başkanı bu hafta belli olacak.
AK Parti’de tüzük ve parti geleneği açısından, milletvekilliği adaylığı için istifa eden il başkanının yerine il yönetim kurulu içinden bir ismin atanması gerekirdi.
Geçmişte Düzce’de ve başka illerde sistem böyle uygulandı.
Düzce’de yeni il başkanlığı için parti içinde beklenmedik kaos çıktı.
İl yönetimin içindeki isimlerin haricinde teşkilat dışından birçok isim il başkan adayı oldu.
İl başkanı olması mümkün olmayan isimler ortaya atıldı.
Birileri, “İl başkanı benim adamım olsun” anlayışıyla ayak oyunlarına başladı. İl başkanlığını rüyasında bile göremeyecek isimler “Ben de adayım” diye ortaya çıktı.
Bazı icazetli adaylar türedi, aldıkları talimat doğrultusunda adaylık kulisleri yaptılar.
Kelimenin tam anlamıyla AK Parti’de il başkanlığı seçiminde “siyasi kaos” yaşandı.
KAOS KİME YARAR?
Aslında Mustafa Keskin’in istifasının ardından il başkanlığına il yönetim kurulu içinden bir isim gelecekti.
Bunu engellemek isteyenler hemen harekete geçerek, yönetebilecekleri ve söz geçirebilecekleri isimleri ortaya attılar.
Çünkü il başkanlığı makamı siyaseten en güçlü makamdır. AK Parti Genel Başkanı’nı temsil eder.
Düzce’de kişisel menfaatleri ve gelecekleri için siyaset yapanlar “AK Parti il başkanı benim istediğim kişi olsun. Benim kontrolümde, benim sözümden çıkmayan, benim istediklerimi yapan biri olsun” diyerek harekete geçtiler.
Ve sonunda kaos çıkarmayı başardılar.
Şu anda AK Parti Düzce teşkilatı, genel merkez nezdinde birlik ve beraberlik içinde olmayan teşkilat haline geldi.
İL BAŞKANI KİM OLMALI
AK Parti Genel Merkezi bir iki gün içinde karar verecek.
Ya birilerinin gölgesinde hareket edecek ismi il başkanı seçecek ya da birilerinin adamı olmayıp, teşkilatın adamı olan ismi il başkanlığı koltuğuna oturtacak.
AK Parti Genel Merkezi’nin Düzce teşkilatı üzerinde oynanan küçük oyunları gördüğünü sanıyorum.
Genel Merkez yönetimi ayak oyunlarını fark ettiyse, İl Yönetimi içinden birini il başkanı seçecek, birilerinin küçük hesaplarını bozacaktır.
Bakalım yanlış siyasi hesaplar Ankara’dan geri dönecek mi?