Önemli ölçüde turizm ve kültürel varlığa sahip olan Düzce, yıllardan sonra ilk kez tanıtım sınavından geçti.
Önceki hafta İstanbul’da düzenlenen uluslar arası kültür ve turizm tanıtma fuarına belediyenin öncülüğünde katılan Düzce, çok farklı ve sıra dışı tanıtımlara imza attı.
ÜÇ BOYUTLU
Geçtiğimiz yıllarda Düzce’nin tanıtımı kolonya ve fındıkla yapılıyor, broşür dağıtmakla tamamlanıyordu.
Doğal olarak böylesine basit ve sıradan bir tanıtım etkinliği ilgi çekmiyordu.
Bu yıl, tanıtımda çok farklı ve sıra dışı yöntem izlendi.
Konuralp antik kentinin 3 boyutlu maketi sergilendi.
Melen çayındaki raftingle ilgili yine 3 boyutlu görsel malzeme kullanıldı.
Ayrıca, fuar standına gelen konuklara Konuralp pirinciyle yapılan özel pilav ikram edildi.
İlaveten bölgedeki yaylalar, şelaleler, tarihi eserler de daha etkin biçimde konuklara tanıtıldı.
Demek ki, istenirse gayet güzel ve etkili tanıtım yapılabiliyormuş!
Bugüne kadar bu tarz bir tanıtımın neden yapılmadığını sorgulamak gerekiyor.
Bu vesileyle tanıtımda büyük başarı gösteren Düzce Belediyesi Kültür Müdürlüğü personelini özellikle kutlamak istiyorum.
SINIFI GEÇTİK
Yapılan olumlu çalışmalar sonucunda Düzce ilk kez tanıtım konusunda sınıfı geçti.
Yapılan güzel ve etkin tanıtımın meyvelerini hemen bu yıl almayı beklememek gerekiyor.
Zira, tanıtım işi orta ve uzun vadeli bir kampanyaya dönüştürülmeli, sabırlı olunmalı.
Yani, bu yıl güzel bir tanıtım yapıldı diye Düzce’ye yerli ve yabancı turist akımını kimse beklemesin.
Bir örnek vermem gerekirse, Safranbolu 1990 ile 2000 yılları arasında yaklaşık 10 yıl süreyle kapsamlı bir tanıtım gerçekleştirdi. Bu çabanın semeresini de fazlasıyla aldı.
1990’lı yıllarda Safranbolu’ya yılda 50 bin civarında ziyaretçi geliyordu. Son dönemlerde ise gelen ziyaretçi sayısı günübirlikçilerle birlikte yıllık 1 milyona yaklaştı.
Eğer planlı, etkili ve sürdürülebilir bir tanıtım yapıldığı ve konaklama tesisi sıkıntısı aşıldığı takdirde Konuralp’e de yılda 200-300 bin turistin gelmesi mümkün olabilir.
YATIRIM LAZIM
Düzce’nin turizmde sınıf atlayabilmesi ve ekonomik bir kazanım elde edebilmesi için öncelikle lokanta ve konaklama tesislerine yatırım yapılması şart.
Sahip olduğumuz 2000 yıllık tarihi ve kültürel mirası görmeye gelecek olanları yedirecek, içirecek, yatıracak ve farklı etkinliklerle zaman geçirmelerini sağlayacak alt yapıya sahip değiliz.
Düzce’de hala 4 yıldızlı bir otel yok.
Konuralp’te butik otel veya butik pansiyon yok. Aynı anda 100 kişilik bir kafilenin yemek yiyebileceği ve yöresel yemeklerin sunulduğu bir lokanta yok.
Öncelikle, Safranbolu örneğinde olduğu gibi Konuralp’taki tarihi evler restore edilmeli, butik otele ya da pansiyona dönüştürülmeli.
Konuralp bölgesinde devam eden kazı çalışmaları tamamlanmalı, sadece toprak altındaki değil, mevcut yapıların altında kalan eserler ortaya çıkarılmalıdır.
Bölgede, ciddi bir kentsel dönüşüme gidilmelidir.
Düzce’nin siyasetçileri eğer bu olaya ciddi olarak sahip çıkarlarsa Düzce’de turizm gelişir, büyük ve katma değer yaratır.
Ancak, siyasetçilerimiz Kardüz gibi bir hayalin peşinde koşup, daha somut ve gerçekleşebilir hedeflere odaklanmazlarsa ne tanıtım işe yarar, ne de Düzce turizmde bir arpa boyu yol alabilir