FETÖ’CÜLÜK İFTİRALARINA KARŞI HASSAS VE DİKKATLİ OLUNMALI
Ergenekon davaları sürecinde “cadı avı” yaşanmıştı.
Birçok masum insana “Ergenekoncu” diye iftiralar atılmıştı.
Kendilerini Ergenekon savcısı yerine koyanlar, kendileri gibi düşünmeyenleri asılsız iddiaların ve yaftalamaların hedefine koyuyorlardı.
Eften püften sebepten biriyle husumeti olanlar, düşman gördüklerine “Ergenekoncu” diyerek itibar suikastları yapmışlardı.
Tıpkı “Ergenekon” sürecindeki gibi son dönemde ve özellikle 15 Temmuz’dan sonra “FETÖ’cü” damgasıyla itibar suikastları yapılmaya başlandı.
Hayatının hiçbir döneminde cemaat mensubu olmamış, paralel yapının içine girmemiş insanlara özellikle sosyal medya ve sokak dedikoduları üzerinden vicdansızca iftiralar atılmaya başlandı.
Bu iftiraları atanlar ve çıkartanlar alçaktır, şerefsizdir ve en az FETÖ’cüler kadar vatan hainidir.
Aslında bu itibar suikastlarında, asılsız ihbar ve iftiralarda bulunanların geçmişlerine iyi bakmak gerekir.
Hiç şüpheniz olmasın paralel yapıyla şu ya da bu biçimde bağlantıları ortaya çıkacaktır.
Esip gürleyenlerin tek sıkıntısı şudur; iplikleri pazara çıkmasın, paralelcilerle yaptıkları işbirliği hatırlanmasın..
Bu yüzden masum insanlara iftira atıyorlar.
Kendi k.çlarını kurtarmanın telaşındalar.
Dürüst, şerefli ve namuslu insanlar, eğer ellerinde bir bilgi ve belge varsa, giderler savcılığa, suç duyurusunda bulunurlar, böylece vatandaşlık görevini de yapmış olurlar.
İftiracılar bu kategoriden olmadıkları için, sadece çamur at izi kalsın anlayışı ile suyu bulandırmaya çalışırlar.
Devlet yetkililerinin, adli makamların itibar suikastçılarına karşı gerekli hassasiyet içinde olduklarını ve olmaya devam edeceklerine inanıyorum.
DÜZCE’DE VALİ DEĞİŞİKLİĞİNİN OLUMSUZ BİR TARAFI YOKTUR
Kendilerini hala “kasaba” psikolojisinden kurtaramamış olan çevreler son vali değişikliğinin ardından yine başladılar dert yanmaya..
“Efendim, 2 yılda bir vali mi değişirmiş?..”
“Düzce valilerin staj yeri oldu..”
“Düzce’ye vali dayanmıyor”..
Tüm bu ve benzeri hayıflanmalar, bu çevrelerin devlet işleyişini ve devlet mantığını kavrayamamalarının bir sonucudur.
Her ne kadar bu türden hayıflanmalar devlet ve iktidar yönetimince ciddiye alınmasa da, bu çevrelere bazı hatırlatmada bulunmakta yarar var.
Düzce gibi küçük illerde bir vali en fazla 3 yıl görev yapar.
Valilerin 2 veya daha az sürede görevde kalmaları çok normal bir uygulamadır.
Çünkü Düzce gibi küçük ve gelişmekte olan illerde valilerin yapabileceği işler sınırlı ve bellidir.
Merkezi idareden ne kadar ödenek ve kadro ayrılıyorsa, valiler de o ölçüde iş ve hizmet yaparlar.
Ayrıca “devlette devamlılık esastır” ilkesi gereğince valilerin değişmesi kamunun işleyişinde bir duraklamaya neden olmaz.
Çok sık denilebilecek ölçüde bakanlar değişiyor, hakim ve savcılar yer değiştiriyor, ama devletin işleri devam ediyor..
Kimsenin hayıflanmasına gerek yok.
Yeni gelen valimizin de 3-5 yıl Düzce’de kalacağını kimse beklemesin.
Şimdiden söylemesi..
İLK SİVİL ORGENERAL
Düzce’de başarılı valilik yaptıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlık görevine atanan Ali Fidan, Türkiye tarihinin ilk sivil orgenerali oldu.
Yeni yapılan yasal düzenlemeye göre, Savunma Bakanlığı Müsteşarı’nın askeriyedeki karşılığı orgeneral rütbesiyle eşleştirildi.
Fidan da, ülke tarihinin ilk sivil orgenerali unvanını kazandı.
İlk sivil orgeneral rütbesi, elbette onurlu ve itibarlı bir sıfattır.
Vali Fidan bu onur ve şerefi hak etmiştir.
Fidan’ın sivil orgenerallik makamında başarılı olacağına, ülkeye ve millete layık hizmetler yapacağına inanıyorum.